Osiris’in İmparatorluğu:
OSİRİS |
Osiris
tahtta iken Mısır altın çağını yaşadı. Osiris ilk önce kendi halkını
ehlileştirdi daha sonra ise küçük kasabalara ve büyük krallıklara seyahatler yaparak
oradaki halkın da saygısını kazandı ve tıpkı kendi halkına yaptığı gibi onları
elit ve çalışkan olmaya teşvik etti. Gittiği yerlerde uzun süre boyunca kaldı
ve hem kendi kültüründen birçok şeyi onlara verdi hem de onların kültüründen
kendi kültürüne birçok şey aktarmış oldu.
Tehlikeli
çöllerin tanrısı olan Seth, Yukarı ve Aşağı Mısır’ın kralı olmayı kafasına
koymuştu, bu yüzden uygun bir zaman için bekliyordu. Osiris’in, şehirden uzun
bir süre boyunca ayrılacağını duyunca bir şeyler planlamaya başladı. Bunu fark
eden Toth ve zeki kızı İsis, Seth’in peşinden hiç ayrılmadı bu yüzden Seth
planını gerçekleştiremedi. Ama yine de vazgeçmiş de değildi.
Osiris,
Mısır’ a döndükten hemen sonra, Seth, yeni bir plan yaptı. İlk olarak Osiris bir gece yatağında uyurken, Seth gizlice onun
boyunun ölçüsünü aldı. Adamlarına bu ölçüyü tam anlamıyla onun ölçülerine göre
bir kutu yapmalarını istedi. Sonrasında bu kutuyu en değerli ve göz kamaştırıcı
mücevherlerle süslemelerini istedi. Daha sonra, Osiris’in yetmiş dört adamını
ona karşı kışkırttı ve kendi tarafına aldı. Son olarak yapması gereken tek şey
Osiris’i onun dönüşünü kutlamak üzere bir yemeye davet etmek oldu.
NİL NEHRİ |
Osiris,
hiçbir şeyden şüphelenmeden bu daveti kabul etti. Seth, yemeğin ortasında kendi
adamlarından kutuyu getirmelerini istedi. Misafirler ( Osiris’in yetmiş dört
adamı) kutuyu gördüklerinde çok beğenmişler gibi davrandılar. Bunun üzerine
Seth, bir öneride bulundu: Bu kutuya tam anlamıyla sığabilen kişinin
kutuya sahip olabileceğini söyledi. Bunun üzerine herkes aceleyle sıraya girdi.
Osiris sıranın sonundaydı ve hiçbir şeyden şüphelenmedi. Kutuya giren herkes ya
çok uzun ya da çok kısa oluyordu. Sonunda sıra Osiris’e geldi. Osiris kutuya
girdiği anda yetmiş dört adam birden kutunun üzerine kapandılar ve kutuyu
çivilemeye başladılar. Osiris’in ölümünü kesinleştirmek için kutunun üzerine
eritilmiş kurşun döktüler ve gece yarısı kimse onları görmeden kutuyu Nil Nehri’ne
attılar.