25 Mart 2015 Çarşamba

Mitoloji (8)


NASIL YARATILDIK?


İnsanların yaratılışı hakkında iki bilinen mit vardır. Birinci mit şöyledir; Kaos evren tohumlarını taşırdı, insan tohumları ise toprağa gömülüydü. Bu tohumlar Gaia’nın çocukları kabul edilen insanı meydana getirdi. İkinci mitte ise şöyledir; Bir titan olan Prometheus, insanı yaratmıştı. Gaia’nın birçok torunundan biri olan Prometheus’a ve kardeşi Epimetheus’a insanı yaratma ve hayvanı koruma görevi verilmişti. Hayvanlara saklanma yeteneğini ve koruma görevini Epimetheus aldı, leoparlara beneklerini, ayılara pençelerini vb. verdi. Prometheus ise kil ve su kullanarak insanı yarattı. İnsanların şekillerini tanrıların suretine bakarak yaptı, ancak Prometheus’un ilk denemesi şu anki insana benzemiyordu. Prometheus, yaptığı şeyden memnun oluncaya kadar insanın bir sürü farklı şekli oldu…

PROMETHEUS, ATEŞİ
İNSANLARA GÖTÜRÜRKEN
Epimetheus armağan dağıtma işini öyle ustalıkla yaptı ki, görevi bittiği zaman elindeki tüm korunma armağanları dağıtılıp tükenmişti. Ancak Epimetheus, bunları yaparken insanlığı unutmuştu. İnsana, kedisini koruması içi verecek hiçbir şeyi kalmamıştı. Prometheus, insanın kendini koruması için diğerlerinden çok daha özel bir şeye ihtiyaçları olduğuna karar verdi. Bu armağan ateşti. Tanrılarla bu konuda konştu, ancak Tanrı Zeus insanlığa karşıydı ve bu öneriyi reddetti. Prometheus, son çare olarak ateşi göklerden çalmaya karar verdi. Anlatılana göre Prometheus, ateşi, demircilik tanrısı olan Hephaistos’un ocağından çaldı, daha sonra ateşi insanlığa armağan etti. Zeus, bir gece Dünya’ya baktı ve ateşin ışığıyla parladığını gördü,çok öfkelendi. Hephaistos’a, Prometheus’u Kafkas Dağı'na zincirlemesini emretti. Her gün bir kartal gelip onun karaciğerini yiyordu, ancak ölümsüz olduğu için sürekli karaciğeri tekrar oluşuyor ve kartal her seferinde tekrar yiyordu. Zeus, Prometheus’u affetmemekte kararlıydı.

Zeus, insana verilen bu güçten rahatsız ve mutsuzdu. Bu nedenle onlara bir komplo tasarladı; Hephaistos’a insanoğlunu gördüğü en güzel varlığı yaratmasını emretti. Hephaistos, kil ve sudan “Kadın” denen varlığı yarattı. Erkek için nasıl tanrıların suretine bakıldıysa kadın içinde tanrıçaların suretine bakılıdı, bu da yetmezmiş gibi, her tanrı ve tanrıça bu kadına bir tanrısal özellik bahşetti; güzellik, cazibe, zarafet, marifet… Baştan çıkarma, hilekarlık ve kurnazlık sadece bu kadına bahşedilmişti. Bu özellikler bir erkeğin karşı koyamayacağı, tehlikeli ve baştan çıkarıcı kadını yaratacak şekilde bir araya getirildi ve bu kadına Pandora dendi.

Zeus, tanrıların habercisi olan Hermes’e, Pandora’yı Dünya’ya teslim etmesini emretti. Epimetheus, Pandora’nın güzelliğine ve cazibesine hayran kaldı. Kardeşi Prometheus, onu Zeus’tan gelecek olan armağanları kabul etmemesi konusunda uyarmasına karşın, Epimetheus, Pandora’yla evlendi. Mitlere göre, tanrılar Pandora’ya kapalı bir kutu verdiler ve bunun insanlara bir armağan olduğunu söylediler ancak içinde ne olduğunu söylemediler. Pandora’nın merakına yenik düşmesi uzun sürmedi. Kutuyu açtığında, içinden insanlığın baş belaları, yani; Hastalık, acı, keder, delilik ve ölüm çıktı. Pandora hemen kutuyu geri kapattı. Kutunun içinde sadece umut kaldı…

PANDORA, KUTUYU AÇARKEN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder