25 Mart 2015 Çarşamba

Mitoloji (8)


NASIL YARATILDIK?


İnsanların yaratılışı hakkında iki bilinen mit vardır. Birinci mit şöyledir; Kaos evren tohumlarını taşırdı, insan tohumları ise toprağa gömülüydü. Bu tohumlar Gaia’nın çocukları kabul edilen insanı meydana getirdi. İkinci mitte ise şöyledir; Bir titan olan Prometheus, insanı yaratmıştı. Gaia’nın birçok torunundan biri olan Prometheus’a ve kardeşi Epimetheus’a insanı yaratma ve hayvanı koruma görevi verilmişti. Hayvanlara saklanma yeteneğini ve koruma görevini Epimetheus aldı, leoparlara beneklerini, ayılara pençelerini vb. verdi. Prometheus ise kil ve su kullanarak insanı yarattı. İnsanların şekillerini tanrıların suretine bakarak yaptı, ancak Prometheus’un ilk denemesi şu anki insana benzemiyordu. Prometheus, yaptığı şeyden memnun oluncaya kadar insanın bir sürü farklı şekli oldu…

PROMETHEUS, ATEŞİ
İNSANLARA GÖTÜRÜRKEN
Epimetheus armağan dağıtma işini öyle ustalıkla yaptı ki, görevi bittiği zaman elindeki tüm korunma armağanları dağıtılıp tükenmişti. Ancak Epimetheus, bunları yaparken insanlığı unutmuştu. İnsana, kedisini koruması içi verecek hiçbir şeyi kalmamıştı. Prometheus, insanın kendini koruması için diğerlerinden çok daha özel bir şeye ihtiyaçları olduğuna karar verdi. Bu armağan ateşti. Tanrılarla bu konuda konştu, ancak Tanrı Zeus insanlığa karşıydı ve bu öneriyi reddetti. Prometheus, son çare olarak ateşi göklerden çalmaya karar verdi. Anlatılana göre Prometheus, ateşi, demircilik tanrısı olan Hephaistos’un ocağından çaldı, daha sonra ateşi insanlığa armağan etti. Zeus, bir gece Dünya’ya baktı ve ateşin ışığıyla parladığını gördü,çok öfkelendi. Hephaistos’a, Prometheus’u Kafkas Dağı'na zincirlemesini emretti. Her gün bir kartal gelip onun karaciğerini yiyordu, ancak ölümsüz olduğu için sürekli karaciğeri tekrar oluşuyor ve kartal her seferinde tekrar yiyordu. Zeus, Prometheus’u affetmemekte kararlıydı.

Zeus, insana verilen bu güçten rahatsız ve mutsuzdu. Bu nedenle onlara bir komplo tasarladı; Hephaistos’a insanoğlunu gördüğü en güzel varlığı yaratmasını emretti. Hephaistos, kil ve sudan “Kadın” denen varlığı yarattı. Erkek için nasıl tanrıların suretine bakıldıysa kadın içinde tanrıçaların suretine bakılıdı, bu da yetmezmiş gibi, her tanrı ve tanrıça bu kadına bir tanrısal özellik bahşetti; güzellik, cazibe, zarafet, marifet… Baştan çıkarma, hilekarlık ve kurnazlık sadece bu kadına bahşedilmişti. Bu özellikler bir erkeğin karşı koyamayacağı, tehlikeli ve baştan çıkarıcı kadını yaratacak şekilde bir araya getirildi ve bu kadına Pandora dendi.

Zeus, tanrıların habercisi olan Hermes’e, Pandora’yı Dünya’ya teslim etmesini emretti. Epimetheus, Pandora’nın güzelliğine ve cazibesine hayran kaldı. Kardeşi Prometheus, onu Zeus’tan gelecek olan armağanları kabul etmemesi konusunda uyarmasına karşın, Epimetheus, Pandora’yla evlendi. Mitlere göre, tanrılar Pandora’ya kapalı bir kutu verdiler ve bunun insanlara bir armağan olduğunu söylediler ancak içinde ne olduğunu söylemediler. Pandora’nın merakına yenik düşmesi uzun sürmedi. Kutuyu açtığında, içinden insanlığın baş belaları, yani; Hastalık, acı, keder, delilik ve ölüm çıktı. Pandora hemen kutuyu geri kapattı. Kutunun içinde sadece umut kaldı…

PANDORA, KUTUYU AÇARKEN

23 Mart 2015 Pazartesi

Mitoloji(7)


TANRILARIN HABERCİSİ: HERMES

 

MAİA
Tanrı Hermes, Zeus ve Maia’nın oğludur. Kylleni Dağı’nın bir mağarasında doğdu. Nymphe Maia, dünyaya sözünde kararsız ve aldatmaca sanatında usta bir çocuk getirmişti. O herkesin gözünde bir hayduttu, geceleri bekleyen, her kapıyı tek tek dolaşan bir aylaktı!



Daha doğduğu gün kardeşi Apollon’un sürüleri koruduğu Teselya’ya gitti. Apollon’un farkında olmadan, oradan on iki inekle yüz düve aşırdı sonrada tekrar döndü ve beşiğine yerleşti. Apollon, durumu anladığında Hermes’in yanına gitti, onu Tartaros’a göndermekle tehtit etti ve ineklerini geri istedi. Hermes ise masummuş gibi davranarak" Senin sözlerin saçma, daha dün doğdum, ayaklarım dayanıksız, basacağım toprak ise taşlıdır." dedi. Apollon onu Zeus’un önünde hesaplaşmaya zorladı. Hermes “ Baba, şimdi saçma sapan bir öykü dinleyeceksin. Ben açık yürekliyim, yalan dolan da bilmem” dedi ve arkasından babasına göz kırptı. Zeus, bu şakacı çocuk karşısında kahkahayı bastı. Bu arada bir baş işareti yaprı ve Hermes itaat etti. Apollon’u sakladığı hayvanlarına götürdü. Onu yatıştırmak için kaplumbağa kabuğuna dokuz tel gererek yaptığı ve adını lir koyduğu aleti çaldı. Apollon, lirin çıkardığı sese hayran kalmıştı…
APOLLON, ELİNDE LİRİ
İLE

Apollon, çalgıyı kardeşinden aldı ve nasıl çalındığını ona da öğretmesini istedi bunun karşılığında da Hermes’e altından bir çoban asası verdi. Daha sonra bu asa bizim bildiğimiz yılanlı ve kanatlı asaya dönüştü.

Homeros’un yazılarından alınmış olan bir yazıya göre Hermes şöyle der; Ben de Apollon’la aynı kutsal ayrıcalıklara sahip olmak isteyeceğim. Ama eğer babam bana bunları vermezse, peki öyle ise, ben de hırsızların başı olmayı deneyeceğim; bunu yapabilirim. Aynı zamanda daha önce de bahsettiğim gibi Dionysos’un da koruycusudur.

HERMES ELİNDE ASASI İLE

21 Mart 2015 Cumartesi

Mitoloji (6)


ŞAŞILACAK DOĞUMLAR


Zeus’un tüm birlikteliklerinden çocukları oldu. Bazıları ise Hera’nın kıskançlığı yüzünden özel bir biçimde doğdu…

ARTEMİS
APOLLON
Leto, Zeus’tan ikiz çocuğa hamile kaldı. Ancak Zeus, Hera’nın öfkesinden çekindiği için Leto’yu kendi haline bıraktı. Çocuklarını dünyaya getirecek bir yer bulmaya çalışan Leto, aylardır dönüp dolaşıyordu ve kimse ona bir sığınak vermiyordu çünkü, Hera herkese bunu yasaklamıştı. Sadece Kikladlardan çorak ve ıssız bir ada onu kabul etti. O ana dek yüzen bir ada iken kendisini derinliklerden çıkan dört sütuna tutturdu. Apollon ve Artemis orada doğdu. Ada ise Delos (Parıltı) adını aldı.

ZEUS, DİONYSOS'U KUCAĞINDA TUTARKEN
Zeus’un sevdiği kadınlar arasında en talihsizi ise Semele’dir. Zeus, Semele’ye delice aşık olmuştu. Onun istediği her şeyi yapacağına (dönülemez yemin) Styks üzerine ant içti. Hera, hasmını dadısı kılığına girdi ve Semele’ye, Zeus’tan kendisine bütün görkemiyle görünmesi fikrini önerdi. Semele’de, Zeus’tan bunu istedi. Zeus, eğer Semele’ye görünürse yıldırımına dayanamayıp öleceğini biliyordu ancak Styks üzerine ant içmişti, Semele’ye görünmek zorunda kaldı. Semele yıldırım çarpmasıyla öldü. Bununla birlikte Zeus, Semele’nin beklediği çocuğu onun karnından çekip alacak zamanı bulur ve onu kendi baldırına yerleştirir. Üç ay sonra çocuğu oradan çıkaracaktır. Zeus, çocuğu üç ay sonra baldırından çıkardı ve adını Dionysos koydu. Bununla birlikte Hermes ona göz kulak olmaya başladı.
ATHENA, SİMGESİ OLAN
BAYKUŞ İLE BİRLİKTE

Athena’nın doğumu çok daha şaşırtıcıydı. Bir önceki yazımda anlattığım gibi, Zeus, babası Kronos ve dedesi Uranos’un başına geldiği gibi, çocuklarından biri tarafından tahttan düşürülmekten korkuyordu. Bu nedenle ilk karısı Metis’i bir sineğe çevirip yuttu. Ancak, Metis’in hamileliği hala bir şekilde devam ediyordu. Bir süre sonra Zeus, şiddetli bir baş ağrısı duymaya başladı ve Hephaistos’a, kafasını baltayla yarmasını emretti. Hemen sonra Athena savaş çığlıkları atarak babasının anlından fırladı.

19 Mart 2015 Perşembe

Mitoloji (5)


HERA VE ZEUS: CENNETTEN ÇIKMA BİR EVLİLİK

 

Zeus’un eşlerinden en bilineni Hera olsa da, ilk eşi değildi. Zeus, Hera ile evlenmeden öce bir sürü karısı ve aşığı olmuştu. Aslına bakarsanız, Hera Zeus’un yedinci karısıydı…

TANRIÇA METİS
Zeus’un ilk karısı, Okeanos’un kızı olan bilge Metis’ti. Metis, Zeus’a, Kronos’u kusturucu şeyler vermesini önerdi. Zeus, bu öneri sayesinde diğer kardeşlerini kurtardı. Metis, ilk başta Zeus’tan hoşlanmıyordu. Farklı şekillere girerek Zeus’tan kaçıyordu. Bir süre sonra o da Zeus’a aşık oldu. Metis, bir kız çocuğa hamile kaldı. Bu hamilelikten Athena doğdu. Ancak Metis, normal bir şekilde doğum yapamadı (Athena ve diğer geleneksel bir şekilde doğmayan tanrıları bir sonraki yayınımda ele alacağım). Bilgeliği simgeleyen Metis, kocası Zeus’a denk güçteydi. Zeus, az da olsa Metis’ten korkuyordu. Bir kehanet, Metis’in, Zeus’tan çok daha güçlü çocuklar doğuracağını ve o çocukların Zeus’u tahttan düşüreceğini söylüyordu. Zeus korkmuştu, bu nedenle çareyi Metis’i yutmakta buldu. Böylece, Metis’in “bilgelik” simgesi de sembolik olarak Zeus’un oldu.

THEMİS
Zeus, Metis’ten sonra, tidandilerden olan, gereklilik ve ebedi düzen tanrıçası Themis ile evlendi. Themis, Zeus’la evlendikten sonra kocasının özel danışmanı oldu. Sahip oldukları çocuklar arasında Morialar (Kader Tanrıçaları): Atropos, Klotho, Lakhesis ve Horalar (Mevsim Tanrıçaları): Eunomia (Disiplin), Dike (Adalet) ve Eirene (Barış) vardır. Bu çocukların doğumu evrenin düzeni tamamladı. Bu evlilik Zeus’un, Metis ile olan evliliği gibi trajik bir şekilde sonlanmadı. Zeus, Themis’i başka bir kadın için terk etti.

EURYNOME
Zeus’un üçüncü karısı ise, Okeanos ve Tethys’in kızı olan Eurynome’ydi. Zeus, Eurynome’ye aşık olduğunda, o çoktan, bir titan olan Ophion ile evlenmişti, aynı zamanda Zeus’un ilk karısı olan Metis’in de kız kardeşiydi. Ancak, Zeus bunu umursamadı. Eurynome ve Zeus’un üç kızı oldu; Kharit’ler (Üç Güzeller), Aglaia (Güzellik), Thalia (Şenlik). Üç Güzeller dünyaya güzellik ve cazibe getirdiler

DEMETER
Dört numarada ise kız kardeşi olan Demeter vardır. Bu evlilikten Persephone adında bir kız doğdu.

MEMOSYNE
İlham perilerinin annesi olan Memosyne (Hafıza ve Hatıralar) Zeus’un beşinci karısıydı ve birbirlerine çok aşıklardı. Bu evlilikten dokuz çocuk doğdu: kalliope, Kleio, Erato, Euterpe, Melpomene, Polyhymnia, Terpsikhore, Thalia ve Urania.



LETO
Altıncı, ünlü ikizler Apollon ve Artemis’in annesi olan Leto'dur. Koios ve Phobe adlı Titanlar’ın kızıdır.







ZEUS VE HERA
Hera, Zeus’un listesinde sonuncu sıradadır. Zeus, bir tek Hera’yı kendi gücüne denk ve kalıcı karısı olarak görmüştür. Zeus, istediğini almaya o kadar alışmıştı ki, Hera’yı elde edemeyeceği aklına bile gelmemişti. Çok kıskanç olan Hera, Zeus’un eski aşklarını biliyordu, onun karsı olma fikrine yanaşmadı çünkü diğerleri gibi terk edilmek istemedi. Zeus, ne yaptıysa Hera’yı elde edemedi, son çare olarak Hera’ya bir oyun oynadı, öyle bir oyundu ki Hera, utancından Zeus ile evlenmeyi kabul etti. Dört çocukları oldu. Bunlar; Ares, Eileithya, Hebe, Hephaistos’ tur.

 

 

 

 

 

 


18 Mart 2015 Çarşamba

Mitoloji (4)


 HADES VE PERSEPHONE: MÜKEMMEL(!)BİR AŞK HİKAYESİ

 


DEMETER SAMANLIKTA
OTURURKEN
Bir gün Hades, Demeter’in kızı olan güzeller güzeli Persephone’ ye aşık oldu ve onu Yeraltı’na kaçırdı. Kızının çığlıklarını duyan Demeter, hemen kızını kurtarmak için çığlıkların geldiği yere gitti, ancak oraya vardığında kızını hiçbir yerde bulamadı ve büyük bir arayışa girdi. Elinde dev bir meşaleyle dokuz gün dokuz dokuz gece boyunca dünyanın her bir yerini aradı, bu süre boyunca hiçbir şey yemedi, içmedi ve uyumadı. Onuncu gün Güneş’le karşılaştı. Güneş, ona Hades’in, Persephone’ yi Zeus’un rızasıyla kaçırıp Yeraltı’na götürdüğünü ve ebedi karısı yaptığını söyledi. Güneş, Demeter’i, Hades’in kızına iyi bakacağını söyleyerek teselli etmeye çalıştı.
 

Öfke, acı ve keder içinde olan Demeter, bir türlü teselli bulamadı. Bu nedenle de Olimpos Dağı’nı ve tanrıça olarak sorumluluklarını terk etti ve halkın arasına karıştı. Demeter’in yokluğunda dünyada kuraklık ve açlık başladı. Bitkiler, teker teker kurudu ve öldü, hiçbir yeni ürün yetişmez oldu.

Demeter, halkın arasına karışmaya karar verdiğinde, yaşlı bir kadın kılığına girdi ve Eleusis’e gitti. Bir zeytin ağacının gölgesine oturdu. Su almaya gelen Kral Keleos’un kızları onu evlerine götürdüler. Böylece Demeter kızların küçük kardeşi olan Demophon’un dadısı oldu. Artık çocuk bir tanrıyı andıracak şekilde hızlı büyüyordu çünkü Demeter, her gece çocuğu ambrosia ile sıvıyor sonra da harlı ateşe tutuyordu. Yapmaya çalıştığı şey iyiliklerinin karşılığı olarak çocuğa ölümsüzlük kazandırmaktı. Ancak, bir gün çocuğun annesi bunlara tanık oldu ve tılsım (büyü) bozuldu. Demeter, şaşkınlıktan elinde tuttuğu çocuğu ateşe düşürdü. Demophon’un annesini ve babasını avutmak için diğer oğulları Triptolemos’a kanatlı ejderhaların çektiği bir araba verdi ve buğday serpe serpe dünyayı dolaşmasını emretti. Eleusis’te kaldığı sürece Demeter toprağı verimli kılmayı reddetti. Diğer tanrılar Demeter’e görevlerini eline alması için yalvardılar; o da kızını görmek şartıyla görevlerine geri dönmeyi kabul etti. Zeus’un önerisi üzerine Hades, Persephone’yi yola çıkarttı. Kızını görmenin coşkusuyla Demeter, toprağı çiçekler ve değişik bitkilerle kapladı.

Persephone’in Yeraltı’nda olduğunu öğrenen Hermes, Persephone’nin, Demeter’e ebediyen geri verilmesini ister. Bu istek bir koşulla kabul edilir: Buna göre Persephone Yeraltı’ndayken, Hades’in yiyeceklerinden hiçbirini yemeyecektir. Bunu son şansı olarak gören Hades, Persephone’yi kandırarak yeryüzüne dönüşünden önce bir nar tanesi yemesini sağlar. Bu nedenle Persephone, Hades’in diyarından hiçbir zaman tam kurtulamaz ve Hades’in karısı olmaya mahkum kalır. Ancak Persephone, hiçbir zaman Hades’i sevmez ve her zaman ona karşı kinli bir şekilde yaşar. Mutlu(!) son…
PERSEPHONE ÇİÇEK TOPLARKEN
HADES YANINDA ÜÇ BAŞLI KÖPEĞİ İLE
 
 
 

17 Mart 2015 Salı

Mitoloji (3)


 ÜÇ GÜÇLÜ KIZ KARDEŞ


Zeus’un kız kardeşleri kuraya katılmamışlardı ancak onların da kendilerine göre güçleri vardı. Hera, Hestia ve Demeter tarafından yönetilen diyarlar tam olarak düzenli bir evrene göreydi. Zeus’ un hem kız kardeşi hem de karısı olduğundan dolayı aynı zamanda göklerin kraliçesi oluyordu. Kıskanç ve kinci olan Hera, eşlerin koruyucusu, evliliğin savunucusu ve aynı zamanda doğum tanrıçasıydı. Tasvirleri onun genellikle kraliçe endamını taşırdı: Uzun boylu ve görkemli görünür, elinde bir kraliyet asası taşırdı ve yanında kendi simgesi olan tavus kuşu olurdu.


Aile ocağının ve yuvanın tanrıçası olan Hestia, altı tanrının en büyüğüydü. Çok bilinen mitlerde genelde yer almaz. Yine de antik çağda her evin onu kutsal kabul ettiği ve ona taptığı düşünülür.




Demeter’in anlamının “Toprak Ana” olduğu söylenir. Ancak Gaia ile karıştırılmamalıdır çünkü, Gaia’nın, toprağın kendisi olduğu söylenir ancak ona da “Toprak Ana” olarak hitap edilir. Demeter ise topraktan alınan ürünler, verimlilik ve tarım tanrıçasıdır. Demeter toprağı çok severdi. Kız kardeşi Hestia Olimpos Dağı’ndan asla ayrılmamasına rağmen, Demeter nadiren oraya uğrardı ve zamanının çoğunu Dünya’da, toprağın üzerinde ve insanların arasında geçirirdi. Tasvirlerinde elinde meşale ya da ekin tomarı tutar. Kuşu turna, hayvanı ise yılandır.

16 Mart 2015 Pazartesi

Mitoloji (2)

SAVAŞ VE DEMİRCİLİK TANRISI

Zeus tahta geçtikten hemen sonra kız kardeşi Hera ile evlendi. Bu evlilikten dört tanrı doğdu ancak bu tanrıların sadece ikisinin yani Ares ve Hephaistos’ un çok bilinen mitlerini aktaracağım...

HEPHAİSTOS,ATEŞ VE TOKMAĞI
İLE
Ateşin ve demirciliğin tanrısı olan Hephaistos tanrıların en çirkiniydi, doğduğunda Hera onun çirkinliğinden iğrenmiş ve onu göklerden aşağı atmıştı. Hephaistos, dokuz gün dokuz gece boyunca düşmüş ve sonunda okyanusa ulaşmıştı aynı zamanda topal kalmıştı, yani artık hem çirkin hem de topal bir tanrıydı, daha sonra Okeanos (Okyanus)’ un kızları Thetis ve Eurynome onu bulmuş ve yaklaşık dokuz yıl boyunca su altındaki bir mağarada saklamıştı. Hephaistos bildiği her şeyi bu mağarada öğrendi. Hephaistos, annesi Hera’ nın, ona bu yaptığını hiç unutmadı ve bir gün Hera'dan intikam almaya yemin etti. Büyüdüğünde, Hera’ ya hediye etmek üzere altın bir taht yaptı, bu tahtı Hera’ ya götürdü. Bu hediyeyi gördüğü anda gözleri kamaşan Tanrıça Hera hemen hediyeyi kabul etti, ancak tahta oturduğunda taht onu bir daha kalkamayacak şekilde kapana kıstırdı. Bundan sonra Hephaistos sadece diğer tanrılar ona yalvarana kadar bekleyecekti. Tanrılar ne yaptılarsa Hera’ yı o tahttan nasıl kurtaracaklarını bulamadılar ve en sonunda Hephaistos’ a yalvarmaya başladılar. Hephaistos tek bir şartla Hera’ yı tahttan kurtarmayı kabul etti, o tek şart ise Tanrıça Aphrodit ile evlenmekti. Diğer tanrılar bu teklifi tabii ki kabul ettiler ve bu konuda Aphrodit ’e seçme şansı tanımadılar.


ARES, KALKANI VE SAVAŞ
MIZRAĞI İE
Savaşın ve zalimliğin tanrısı olan Ares ise tanrılar arasında hiç sevilmezdi, kimse onun yanına dahi yaklaşmak istemezdi. Tabii Ares’ in de aşkları olmuştu ancak Aphrodit bunlardan en çok Ares’ i seven ve değer verendi. Bu sebeple Aphrodit defalarca kez Hephaistos’ u aldattı ve Ares'le olan birlikteliklerinden birçok çocuk doğdu.Bir gün Hephaistos onları gördü ve aldatıldığını anladı. Şöyle bir plan yaptı; Öncelikle kendi elleriyle bir ağ yaptı ve bunu yataklarının altına görünmeyecek bir şekilde sakladı, Ares ve Aphrodit yatağa girdikleri anda onları kapana kıstıracaktı ve bu ağı sadece kendisi açabilecekti daha sonra diğer tanrıları getirecek, Ares ve Aphrodit'i utandıracaktı. Bu planını uygulamaya başladı ve Aphrodit ’e dışarı çıkacağını ve birkaç saat dönmeyeceğini söyledi ve beklemeye başladı. O sırada Aphrodit , Ares’ i çağırdı. Yatağa girdikleri anda bir ağ onları kapana kıstırdı, ağdan kurtulamayınca çresiz bir şekilde Hephaistos’un gelip onları serbest bırakmasını beklediler. Bir süre sonra Hephaistos yanında diğer tanrılarla birlikte geldi, tanrılar Aphrodit ve Ares’ i ağın içinde gördükleri halde beklenmedik bir şekilde Hephaistos ile dalga geçtiler. Bu sırada Aphrodit onlara utanmış bir şekilde bakarken Poseidon bunu fark etti ve Hephaistos’a ağı çözmesini söyledi. Hephaistos, tanrılar onunla da dalga geçince artık bu konuda bir şey yapamayacağını anladı ve ağı çözdü.

15 Mart 2015 Pazar

Mitoloji (1)





KAOS’TAN HAYATA


Her şey büyük bir boşluk olan KAOS ile başladı…

Anlatılan kadarıyla Kaos’tan altı çocuk oldu; Gaia (Toprak Ana),Tartaros (Yer altı), Eros(Aşk), Nyks (Gece), ve Erebus. Bunlardan soyunu devam ettiren bir tek Gaia’ydı. Gaia’nın birçok evliliği ve bunlardan, bir sürü çocuğu oldu, ancak bu evliliklerin en önemlisi oğlu Uranos(Gökyüzü Baba)ile olandı. Gaia, Uranos'u ve birkaç tanrıyı daha eşsiz bir şekilde yarattı. Gaia ve Uranos'un bir sürü çocukları oldu; tanrıçalardan, Aphrodit, canavarlardan,  devler, furialar, tepegözler, titanlardan Kronos, tidandilerden Rhea vb. 

Uranos, tam bir güç aşığıydı ve tahtından indirilmekten çok korkardı, bu nedenle her çocuğu olduğunda onu göklerden aşağı atıyor ve her biri dokuz gün dokuz gece düşüyor, onuncu günde ise Tartaros’a ulaşıyordu. Uranos’un davranışları Gaia’yı öfklendirdi. Çocuklarını özledi. Bu yaptıklarından dolayı Uranos’tan nefret etti, ancak duygularını belli etmeyerek intikam alacağı zamanı bekledi. İntikam alacağı gün geldiğinde Gaia, Kronos’ u, babası Uranos’u tahttan düşürmesi konusunda kışkırttı ve Kronos bir tırpanla babasının cinsel organını iğdiş etti ve denize attı. Akan kanlardan devler ve furialar meydana geldi. Denizde oluşan köpüklerden ise tanrıça Afrodit tam gelişmiş bir şekilde doğdu. Ve böylece Uranos devri bitti…

Daha sonra Kronos kız kardeşi Rhea ile evlendi ve bundan altı büyük tanrı doğdu; Poseidon, Hestia, Hades, Demeter, Hera ve Zeus…  Kronos’ta babası gibi bir güç aşığıydı ve o da tahttan düşürülmekten korkardı ve çocuklarının biri hariç (Zeus) hepsini yuttu. Zeus, babasını tahttan düşürdü ve kardeşlerini kurtardı. Üç büyük kardeş(Zeus, Poseidon, Hades) aralarında bir kura çektiler ve bununla birlikte Hades, Ölüler Ülkesi ’nin (Yeraltı), Poseidon denizlerin, Zeus ise gökyüzünün hâkimiyetini aldı.
URONOS (GÖKYÜZÜ BABA) VE GAİA(TOPRAK ANA)
GAİA VE ÇOCUKLARI